Sahip olduğumuz tüm güzellikler doğada gizli. Buna duygu güzellikleri de dâhil… Bazen doğada buluyorum kendimi, eğer aradığım özümse buna doğada ulaşmam hiç de zor değil.
Bazen bir güvercinde bulurum kendimi, küçücük ağzıyla topladığı dal parçalarından yavrularına ev inşa eden. Bir damla suyu, yumurtadan yeni çıkmış yavrusuna özenerek içiren.
Kaybettiğimiz duyguları bu küçük ayrıntılarda, doğada bulabiliyoruz. Belki sıra dışı gelecektir ama biz bu duyguları bazı dönemlerde kaybedebiliyorken onlarda hala yaşıyor olmasını neye bağlayacağız?
Bir kalp veya ruh taşımayan ama o çok sevdiğimiz anne şefkatini bile son kerteye kadar yaşatan bu örnekleri neye bağlayacağız? Yavrusunu korumak adına köpeğe saldıracak kadar gözü dönen bir tavuğun cesaretini neye bağlayacağız?
Düşünüyorum da öz’den geldik söz olduk. Yani biraz laf olduk, lafta kaldık. Lafla peynir gemisi yürümez diye böbürlenerek konuştuk, ama hiç bir şey yapmamasına rağmen her şeyi yapan insanlarmış gibi konuştuk. Örneğin, yardım etmenin ne olduğunu bilmeyiz ama bunun iyi bir şey olduğunu anlatıp durduk. Yaptıklarımızdan çok daha fazlasını yapıyormuş gibi konuşur olduk.
Kişinin eğitimi kişide başlar oysa. Kendine güzel ahlakı öğretmemiş, bunu hayat prensibi olarak kabul edememiş bir kişi, bir başkasına güzel ahlakı nasıl anlatabilir ki… Eğer illa güzel bir şeye vesile olacaksak bu önce biz olmalıyız. Tarifini birçok insana yaptığımız o güzel yoldan önce biz gitmeliyiz ki bu yoldan bahsettiğimiz insanlar da bu yolun gerçekten doğru olduğuna inanmalı. Yoksa o yoldan giden insan sayısını arttıramayız, çünkü o sayıyı kendimizle bile arttıramamışız…
Önce can sonra canan diyoruz ya hani, evet öyle olmalıyız. Güzelliği tavsiye ederken de önce biz yapmalı sonra canandan bunu beklemeliyiz. Söylediğimiz her söze önce ”ben” katmalı, sonra onu başkalarına ulaştırmalıyız. Vicdan muhasebelerinde başı çekmeli, hiç yorulmadan o güzel yolda ilerlemeliyiz…
Bir adım ve bir adım daha…
Dudaklarımızdan dökülen her tavsiyeye ilk kendimizi muhatap etmeliyiz…
Lafta kalmamalı aksiyonda yer almalıyız…
Ziya Paşa’nın dem vurduğu ”Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde” dediği gibi lafa değil yaptıklarımıza odaklanmalıyız…
Güzel sözlerim tüm fiil çekimlerinde önce ”ben” olmalı sonra ”siz”e geçmeliyiz… Belki böylelikle bazı şeylerin değişmesine yardımcı olabiliriz…
Bu Kitapta Yer Alan Kalemlerimiz
Ekin GÜLHAN KOŞUMCU
Deniz KILIÇ
Şükrü SONEL
Erhan SEYFALİ
İbrahim TUTAR
Mehmet TAKAR

Yayın Tarihi | 2025-02-17 |
Baskı Sayısı | 1. Baskı |
Dil | Türkçe |
Sayfa Sayısı | 60 |
Cilt Tipi | Amerikan Cilt |
Kâğıt Cinsi | 70 gr Enzo |
Boyut | 13,5 x 21 cm |
Tür | Antoloji, Şiir, Öykü |
Kitabımızın İlk Sayfalarını Aşağıdaki Dosyadan Okuyabilirsiniz