Dursune Umucu – Bir Sandık Dolusu Küçük Yazar

Merhabalar. Ben Dursune Öğretmen. Birazdan, kalemlerinden dökülen satırlarla o masum, duygu dolu dünyalarına misafir olacağınız küçük yazarların sınıf öğretmeniyim. Harflerinden hecelerine, kelimelerinden cümlelerine… Değerlerini, duygu ve düşüncelerini, maceralarını, hayallerini, düşlerini ilmek ilmek dokuyan küçük yazarlarımın… Ne tuhaf ? Daha dün “e bebeğim eeee eee e” diye diye, “Ela lale al.” diye diye öğrettim ben onlara okumayı yazmayı. Şimdi üçüncü sınıf oldular da kitap yazdılar. Ne mutlu…

Yazmak… Kadim yetenek… M.Ö. 3200 yılında icat edilen ve günümüze kadar bin bir değişikliğe uğrayan, insanların kendilerini ifade ediş aracı… Eski çağlardan günümüze derdi olan, sevdası olan, düşünen insanların yegâne yolu. Kâh çivilerle kazınmış kil tabletlere, kâh papirüslere işlenmiş… Tarihin sayfalarına ışık tutan en önemli icat belki de… Bilimden, sanata, tıptan, felsefeye, ekonomiden, siyasete… Hep yazmışlar meramlarını. İyi ki de yazmışlar. Düşünsenize; Bilge Kağan’ın“Ey Türk işit sözü. Yukarıda gök basmasa, aşağıda yer delinmese, senin ilini, töreni kim bozabilir?” demediğini; İbn-i Sina’nın ilmiyle çığır açmadığını; Kutadgu Bilig’in mutluluk vermediğini, Yunus’un “gel gör beni aşk neyledi” demediğini… Ve örneği daha pek çok olan bütün bu güzelliklerin yazıya dökülmeden unutulup, yok olup gittiğini… Düşünsenize…Bizler de söz uçar yazı kalır diyerek hikâyeler yazdık kitabımız için. Haftalarca aylarca yazdık. Kalsın diyerek yazdık; bizlere ve bizden sonrakilere… Dertlerimizi, hayallerimizi, oyuncaklarımızı…Kısacası gönlümüzden geçenleri yazdık.

Peki nasıl yazdık?

Kitabımız, bir sandık hikâyesi aslında. Sınıf içi geliştirdiğimiz bir projenin ürünü. Sonraki sayfada resmini göreceğiniz sandığa; grup grup seçilen öğrencilerin kendileri için önem taşıyan, anısı olan, kıymetli eşyaları getirip bırakmasıyla başlıyor. Her gelen eşya, sahibi olan öğrenci tarafından; “neden önemli?”, “nasıl bir anısı var?” temalarına dayanarak anlatılıyor sınıftaki diğer öğrencilere. Arkadaşlarının eşyaya dair sormak istediği sorular varsa onların da cevaplarını öğreniyoruz ve bütün bu anahtar kelimeler tahtaya yazılıyor. Gruptaki bütün öğrenciler görevini yaptıktan sonra hikâyemizin kavram haritası oluşmuş oluyor. Kahramanlar, olaylar, yer, zaman… Gerisi sihirli ellere kalıyor. Her hafta farklı değerleri, belirli gün ve haftaları ve bazı güncel olayları konu olarak ele aldık: yardımseverlik, dürüstlük, vatan sevgisi, emanet, Filistin, Ramazan Ayı,12 Mart İstiklal Marşı’nın kabulü vb. Canla başla çalıştık. Hem okuduk hem yazdık. Bütün öğrencilerimi, çiçeklerimi ve ailelerini tebrik ediyorum. Gayretlerini, kitap sevdalarını, duyarlılıklarını, bilime olan meraklarını… Ve değerlerine sımsıkı bağlı olan koca yüreklerinden öpüyorum. Benden onlara, onlardan bana paha biçilemez bir anı bu kitap.

Kitabımızın ön okumasını yapan, arka kapak yazısını yazan, öğretmenliğin ne denli yürek işi olduğunu, Türkçe dersi öğrenme alanlarının ufaklıklara nasıl kavratılması gerektiğini biz öğretmen adaylarına sevdirerek anlatan; okuma ve yazmaya ait derin dünyaların kapılarını öğrencileri için ardına kadar açan, her çalışmamda beni destekleyen ve yüreklendiren çok kıymetli vefakâr hocam Prof.Dr. Ayfer Şahin’e teşekkürü bir borç bilirim.

Gönülden gönüle giden yollar vardır. Kitabımızla gönlümüzden gönlünüze yol olalım niyetiyle… Keyifli okumalar.

Sevgilerimle…

Dursune UMUCU

Uzm. Sınıf Öğretmeni

Dursune Umucu

Ayfer Şahin

Ve Hasan Tahsin İlkokulu 3-E Sınıfı Öğrencileri

Yayın Tarihi2024-04-29
Baskı Sayısı1. Baskı
DilTürkçe
Sayfa Sayısı110
Cilt TipiAmerikan Cilt
Kâğıt Cinsi70 gr 1. Hamur
Boyut13,5 x 21 cm
TürAntoloji, Şiir, Öykü

Kitap İncele