Ben beni hiç bilmedim, bilmek istedim.
Ben beni hiç görmedim, görmek istedim.
Ben beni hiç duymadım, duymak istedim.
Ben beni sarmak istedim, tenimi tutamadım.
Ben ne tam vardım ne de tümüyle yok oldum.
Ben sadece varla yokun arasında durdum.
Durdukça yoruldum, yoruldukça dağıldım, dağıldıkça savruldum.
Savrulduğum boşlukta parçalarımı nasıl bulurdum?
Bana bir ben gerek, sadece ben olan.
Ben olmak için bir varlık, bir varlık için bir alan, bir alan için bir mekân, bir mekân için bir zaman, bir zaman için bir akış, bir akış için bir yön, bir yön için bir merkez, bir merkez için bir anlam ve anlam için yine ben gerek.
Anlam yoksa bensiz var, anlam varsa, varsız ben oldum.
Ya “ben” yoksun, ya “varlık” eksik, ben neden bütün olamıyordum?
Nedenleri sonuçlara, sonuçları koşullara, koşulları zorunluluğa, zorunluluğu özgürlüğe, özgürlüğü sınırlara, sınırları zamana, zamanı başlangıca, başlangıcı varlığa sordum.
Belki bir gün konuşur diye umdum.
O hep sustu ben hep sordum.
Ya söyleyecek sözü yoktu ya beni duyacak kulağı…
Belki de varlık ben olmadan hem var olamayan hem konuşamayandı.
Anladım ki varlık bensizlikte varsızlıktı.

Yayın Tarihi | 2025-05-13 |
Baskı Sayısı | 1. Baskı |
Dil | Türkçe |
Sayfa Sayısı | 266 |
Cilt Tipi | Amerikan Cilt |
Kâğıt Cinsi | 70 gr Enzo |
Boyut | 13,5 x 21 cm |
Tür | Felsefe |
Kitabımızın İlk Sayfalarını Aşağıdaki Dosyadan Okuyabilirsiniz