Yazar “Murat Aksoy” İle Röportajımız

1-Sayın Murat Aksoy, Kitapİncele.NET ekibinin röportaj isteğini kırmadığınız için teşekkür ederiz. Öncelikle biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

Merhaba, ben Murat Aksoy. Samsunluyum. 2001 yılında başladığım öğretmenlik mesleğime devam etmekteyim. Niğde, Sinop, Amasya ve Tokat’ta görev yaptım. Şu an ise Samsun’da sosyal bilgiler öğretmeni olarak görevime devam ediyorum. Okumayı, yazmayı ve de insanlara faydalı olmayı seven biriyim.

2-İyi bir yazar olmak için iyi bir okur olmak gerekir. Sizi yazmaya yönlendiren başucu kitaplarınızdan bahsedebilir misiniz?

Kişisel gelişim üzerine kitaplar okumayı severim. Ayrıca, köy hayatını anlatan romanlardan çok hoşlanırım. Özellikle Cengiz Aytmatov’un eserleri, beni alıp farklı dünyalara götürür. Ayrıca, Ahmet Günbay’ın Yanık Buğdaylar romanını okurken, sırf erken bitmesin diye, okumaya sık sık ara verdiğimi söylemeden geçemeyeceğim.

3-“Giz ve İz” kitabınız sizin için ne anlam ifade ediyor?

Giz ve İz benim için, ondan önce çıkardığımız 10 kitap gibi, bir hayalin gerçeğe dönüşmesini ifade ediyor. Her şey yaklaşık 1 yıl önce, İki Dost Yayınları’nın çıkardığı Genç Kalemler Antolojisi projesine katılmamla başladı. Onlarca yazar ve şairin birlikte yazdığı bu antoloji kitabı, bana: “acaba ben de bu şekilde bir organizasyona öncülük yapabilir miyim” sorusunu sordu. Devamında görüştüğümüz Enes Başak’ın beni olumlu yönlendirmesi ile projelerimi oluşturmaya başladım. Bu şekilde başladığım yolculuğumda 1 yılı ve 10 kitabı geride bıraktım. Onlarca yazar ve şair öğretmen arkadaşımla bu çalışmaları gerçekleştirdik. Ve son olarak da 11. kitabımız Giz ve İz’i yayınladık…

4-Kitabınızı yazma sürecinizden bahsedebilir misiniz?

Sürecimiz tek başına kitap yazmak gibi basit olmuyor. Şöyle ki; sosyal medyadan ekip arkadaşlarımı buluyor, ardından grubumuzu oluşturuyoruz. Hep birlikte önce kitabımıza isim buluyor, ardından yine oylama usulüyle kapak fotolarını seçiyoruz. Daha sonra, eser teslimi için bir süre veriyorum ve arkadaşların eserlerini teslim etmesini bekliyorum. Eserler bana ulaşınca eserleri kitap formatında düzenleyip arkadaşlara gönderiyorum ve herkesin üç defa eserlerini incelemesini istiyorum. Düzeltmelerin ardından ise son halini almış dosyayı İki Dost Yayınları’na gönderiyorum. Çok hızlı çalışan İki Dost Yayınları, bandrol ve İSBN gibi yasal işlemler yaparak dosyamızı kısa sürede bana ve ekip arkadaşlarıma kitap olarak ulaştırıyor. Sonrasında kitabımızı keyifle okurken çayımızı yudumluyoruz…

5-Kitap yazma hazırlığında olan yazarlara neler önerirsiniz? Yazma sürecinde ve öncesinde nelere dikkat etmeliler?

Yazmak için okumak şart. Çünkü insan, belli bir aşamaya gelerek düşüncelerini yazıya aktarabiliyor. Ayrıca en iyi yazılar, yazarın daha sonra değerlendirmesiyle güncellenen yazılardır.

6-Ülkemizdeki yayınevlerinin politikalarını beğeniyor musunuz? Yayınevlerinin yazarlarını tanıtma konusunda yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?

Ülkemizde yazar da yayınevi de çok. Tabi ki bu çokluk nicelik anlamında olduğu kadar nitelik anlamını da beraberinde getirirse işlevsel olur kanaatindeyim. Yayınevlerinin de değişimi yakalaması, sosyal medya ve sanal âlemi yeterince kullanabilmesi çok önemli. Bu bağlamda, çalıştığım İki Dost Yayınları’nı tanıtım, oraganizasyon süreci ve destek anlamında gayet başarılı bulduğumu ifade etmek isterim.

7-Büyük kitap mağazalarında vitrinlerin yüksek bedellerle kiralanarak, yayının kalitesi ile ilgilenmeyen, sadece markalaşmış isimleri kullanan yayınevleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Amacına uygun bir işlevinin olmadığını düşünüyorum ve de yanlış buluyorum.

8-Türkiye’de okuma alışkanlığını nasıl kazandırılabilir? Okulların bu konuda yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?

Yapılan tüm faaliyetler umut vericidir ancak okuma alışkanlığı ailede başlar. Bunu sağlamak en başta anne babaya düşer. Bu uzun bir süreç. Kaliteli eserler, düzgün çeviri kitaplar ve de milli ve dini değerlerimizi destekleyen eserler çocuklarımıza okuma alışkanlığını kazandırmada katkı sağlayacaktır.

9-Okuduğunuz en iyi üç kitap nedir?

Seçmek zor ama Şu Çılgın Türkler, Gün Olur Asra Bedel ve Yanık Buğdaylar diyebilirim.

10-Bir sonraki projenizden bahsedebilir misiniz?

Yaptığım her projede “biz” odaklı düşündüm. Her zaman ilk amacım sürecin sıkıntısız sona ermesi oldu. Çok şükür ki projelerimize katılan arkadaşlar daha sonra çalışmalarımızı arkadaşlarına tavsiye ettiler. Bu da olumlu bir viral etki ve çok kuvvetli bir ses meydana getirdi. Ağustos ayında her branştan öğretmen arkadaşların bir araya gelerek çıkaracakları Seçkin Eğitimcilerden Özgün Teknikler kitabımızın çalışmaları devam ediyor. Yine Ağustos ayında öğretmen anıları kitabı serimizin 6.’sı çıkacak inşallah. Ayrıca bu ilgi ve talep olduğu sürece çalışmalarımız devam edecek inşallah.

11-Davetimizi kırmadığınız için tekrar teşekkür ediyoruz. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Ben de bana bu röportaj imkânını verdiğiniz için sizlere çok teşekkür ediyorum. Kitapların çokça okunduğu bir dünyada güzelliklerin daha fazla olacağına inanıyorum. Son söz olarak, “kitabınız bol olsun” diyorum…

Kitap İncele