Sadık özen,1987 yılında Diyarbakır ilinde 8 kardeşten 7.’si olarak dünyaya geldim. İlk, orta lise, üniversite ve yüksek lisan bölümlerini Diyarbakır’da tamamladım. 2010 yılında ziya Gökalp eğitim fakültesi ilköğretim matematik öğretmenliği bölümünden mezun oldum. 2012 yılında milli eğitim bakanlığında matematik öğretmeni olarak göreve başladım. 2017 yılında Dicle üniversitesi hukuk fakültesini kazandım.

Her Bahçeden Bir Çiçek… Saygıdeğer Okuyucular, İçten bir sevgiyle, bilgelikle ve özveriyle öğrencileriyle bir araya gelen bu 30 değerli öğretmenimizin, “Her Bahçeden Bir Çiçek” antolojisiyle sanatla buluşmasını sizlere takdim etmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz. Bu sayfalarda yer alan her bir eser, farklı bir bahçenin sunduğu eşsiz bir çiçeğe benzetilebilir. Her

Tarihin en eski mesleklerinden biri de öğretmenliktir. Günümüzdeki öğretmenlik tanımının ortaya çıkmasına kadar pek çok gelişimsel süreçlerden geçmiştir. Bugün gelinen noktaya bakıldığında öğretmenlik öğrenmeyi öğretme, öğretmeyi öğrenme sarmalı olarak görülebilir. Öğretmenin neyi nasıl öğrettiği ve öğrenenin neyi nasıl öğrendiği birbiriyle çok ilişkili dinamiklerdir. Tahta, tebeşir ve bu ikiliyle verilen bilgi

“Şiir öyle bir dildir ki başka hiçbir dile çevrilemez hatta yazıldığı dile bile….”(Jean Coctea) Şiir nedir bilir misiniz? Şiir yazanın değil ihtiyacı olanındır. Şiir kurşun rengi dünyayı mavileştiren, açamayan güneşi açtıran, uçmayan kuşu uçturan, yağmayan yağmuru dünyanıza yağdırandır. Yüreğin bilimi, çiçek açan dünyanın dilidir. Sözcüklerle yepyeni hayatlar inşa etme sanatıdır.

Bu kitabı yazma fikri bana hediye edilen bir kitabı okumamla başladı. Kitabı elime ilk aldığımda, kitabın üzerindeki yazıdan çok etkilendim. Başlık aynen şöyleydi “Huzurlu Olmak İstiyorsanız Ufak Şeyleri Dert Etmeyin” Evet gerçekten çok etkilenmiştim. Kitabı hemen okumaya başladım. Okudukça kitapta kendimi buluyor. Dert edindiğim birçok durumun da aslında ne kadar

Ey okur, yazmak nedir bilir misin? Yazmak içimizdeki hırçın dalgaların kıyılardaki kum taneleriyle tanışmasıdır. Bir sevdadır, aşktır, hayattır. Hayatın içinde kendine bir yer bulmaktır. Tutunmaktır sıkı sıkıya köklerini yerin derinliklerine salmış bir ağaç gibi. Yazmak Cahit Zarifoğlu’nun dediği gibi yaralarımıza merhem olmaktır, başka türlü bir şeydir; kendini iyileştirmek gibidir. Sait

Sanat ve onun önemli kollarından olan edebiyat, temelde insanoğlunun kültür taşıyıcılığı yanında tarih boyunca estetik bir hal almış ve toplumların hem iyi hem kötü günlerinde bir nevi köprü vazifesi görmüştür. İnsan yaşamının belirgin ihtiyacı olan -söz söyleme- ihtiyacı, edebiyatı hayatın temel öğesi yapmıştır. Özelde Türk edebiyatı, kapsadığı geniş coğrafi alan

Şiir gökyüzüne çizilmiş resimdir. (Goethe) Duygular ilhamla buluşur, sözcüklerle allanıp pullanır, mısralarla dans eder, şiir olur. ‘’ŞAİRANE ‘’ adını verdik eserlerimizi topladığımız bu kitaba. Düşlerimizi, özlemlerimizi, sevinçlerimizi, hayallerimizi, beklentilerimizi paylaşmak istedik sizlerle… Umarız ki sizler de aklınızda, kalbinizde kalan tüm güzel duyguları bu şiirleri okuyunca tekrar hatırlamanın mutluluk ve heyecanını

Edebiyatımızda ünlü bir kimsenin hayatını, kişiliğini, eserlerini, başarılarını ayrıntılarıyla ele alan yazılara monografi denilmektedir. Tarihçiler tarafından dünya hükümdarı olarak kabul edilen ve okulumuza ismi verilen Fatih Sultan Mehmet’i tanıtan yazılarımızla siz okuyucularımıza merhaba diyebilmenin mutluluğu içindeyiz. Fatih Sultan Mehmet, sadece devlet adamlığı, askerlik ve diplomaside değil, ilim, fen, edebiyat gibi

Sevgili Öğrenciler; Okulda yaşadığımız öyle zamanlar vardır ki tam fıkralık türden olaylardır. Kimi öğrenciler öğretmenin sorduğu sorulara, sınıfı kahkaha ile güldüren cevaplar verebilir. Sınav kâğıtlarına yazılan cevapların bazıları ölümsüzleştirilmesi gereken cümleler niteliğinde olabilir. Sınıfını oyun bahçesine çeviren öğretmenler zaman zaman öğrencilerden çok ilginç sözler duyabilir. İnsanın içini ısıtacak cümlelerle karşılaşılabilir.