Lev Nikolayeviç Tolstoy – İvan İlyiç’in Ölümü

Birçok alanda eser veren, dünyaca ünlü yazar Tolstoy, ömrünün sonlarına doğru insan hayatı üzerine daha fazla kuramsal eserler vermiştir. Dini ve ahlaki sorunları incelediği eserler ile hayatı sorgulamış, ölümden sonra hayatın varlığını/yokluğunu incelemiştir.

Son eserlerinden biri olan “İvan İlyiç’in Ölümü” eserinde Tolstoy, ölümün insanlar için çok uzak olmadığını, herkesin her an başına gelebilecek bir durum olduğunu sıradan bir insanın ölümüyle ifade etmiştir. Ölüm, kapının önünde duran ve her an kapıyı çalabilecek olan bir insan gibidir. Zamansızdır. Herkesin başına gelebilir.

Hayatının son dönemlerinde ölümü, ölümden sonra yaşamı, dini ve inancı daha çok işleyen Tolstoy, bu eserinde, muhtemelen iç hesaplaşmalarını kâğıda aktarmıştır. Bir birey olarak ölüne çok yaşlandığını hissettiği, eserin her satırında bellidir. Tolstoy için ölüm, her an yaşanabilecek ve herkesin başına gelebilecek, sıradan bir olaydır. Ancak ölüm ölen kişiden çok hayatta kalanları etkiler.

“İvan İlyiç’in Ölümü” bizlere bu sıradanlığı anlatmaktadır. Ölümün sıradanlığını. Her an yaşanabilecek olan o son’u veya sonsuzluğu…

“Gaius (Julius Sezar) insandır, insanlar ölümlüdür, öyleyse Gaius da ölümlüdür” kuramı ömrü boyunca ona doğru gelmişti, ama Gaius bağlamında; kendisiyle hiç ilintisi olmadan.

Kitap İncele