Site icon Kitapİncele.NET

Jared Diamond – Tüfek, Mikrop ve Çelik

Çeşitli dallarda eğitim almış bir bilim insanı olan Jared Diamond, popüler bilim eserleri ile tanınan bir isim. “Tüfek, Mikrop ve Çelik” isimli eseri, 1998 yılında Pulitzer ödülü aldı. 600 sayfalık bir bilim kitabı olan bu eseri hakkıyla özetlemek maalesef mümkün değil. Bu sebeple eserin temel noktalarından bahsedip tamamına vakıf olmak isteyenleri eseri okumaya davet edeceğim.

“Tüfek, Mikrop ve Çelik” için ilk söylenebilecek söz, Avrupalıların ve Amerikalıların küstahlığına, kibrine ve vicdansızlıklarına indirilmiş bir şamar olduğudur. Yeni dünya düzeni kurulurken bilimde, teknolojide ve silah endüstrisinde çağ atlamış bulunan Avrupalılar, çeşitli yerleri işgal ederek sömürgeleştirdiler. İşgal ettikleri yerlerde yerli insanların büyük çoğunluğunu öldürdüler, köleleştirdiler veya yerlerinden ettiler. Avrupa’nın bugünkü refahının arkasında 1492 yılından beri yaptıkları sistematik sömürge faaliyetleri bulunmaktadır. Bugün başka devletlere demokrasi dersi vermeye çalışanların tarihi, yüzbinlerce insanı katletmekle, bir o kadarını köleleştirmekle ve sayısız hırsızlıkla doludur.

Esere gelecek olursak, eserin yazılma zemini çok etkileyici. Avrupalılar sömürge oluşturmak üzere geldikleri yerlerde halkın teknolojik olarak kendilerinden çok geride olmalarını yüksek bir egoyla farklı yorumladılar. Onlara göre Avrupalı insanlar son derece zeki ırklar iken geride kalmış olan halklar ilkel, barbar ve aslında maymundan insana olan evrimin ara formlarını oluşturuyordu. Bununla ilgili beyin hacmi, beyin kıvrımları başta olmak üzere çeşitli deneyler yaparak ve makaleler yazarak sözüm ona bazı teoriler meydana getirdiler. Onlara göre bu yerli halklar insan değildi, insansı maymun bireylerdi. Jared Diamond eserini bu zeminde kaleme alıyor. Avrupalıların teknolojik olarak öne geçmesinde gerçek sebepler nelerdi bunu araştırıyor.

Diamond’ın yaptığı araştırmalar bu teknolojik farklılığın başka sebeplerle meydana geldiğini söylüyor. İnsanlık tarihinin en gerilerinden başlayarak ateşin bulunması, yazının keşfi gibi birçok kritik önemdeki buluşun Avrupa dışındaki yerlerde meydana geldiğini hatırlatıyor. İnsanlık tarihinin tamamını düşünecek olursak Avrupalıların insanlık tarihine en az katkıda bulunan kıtalardan biri olduğunu belirtiyor.

Diamond’ın tezine göre Avrupalıların bir yerden sonra öne geçmesinde coğrafya, bitki ve hayvan türleri, kıtaların ekseni yatıyor. Nasıl mı? Avrupa ve Asya’nın birlikteliğinden meydana gelen Avrasya kuşağının doğu batı ekseninde bulunması, pleistosen çağdan sonra kıtalarda kalan evcilleştirilebilir bitki ve hayvan türlerinin ve sayılarının son derece zıt olması, yiyecek üretiminin bu sebeplerle Avrasya kuşağında daha erken başlaması, bunun yerleşik hayata geçilmesini tetiklemesi, tarım toplumu ile merkezi devletlerin kurulması ve sürecin diğer basamakları…

Avrupalılar, günümüzde gelinen noktanın, kendilerinin son derece zeki ırklar, yerli halkların ise insan – maymun ara formu bireyler olmasından kaynaklandığını düşünüyorlar. Diamond ise tüm bunların rastlantıya bağlı coğrafi sebepler olduğunu ifade ediyor. İlk çağdan bugüne Avrasya kuşağında hangi halk yaşarsa yaşasın durumun yine günümüzdeki gibi olacağını belirtiyor. Tarihte elbette son derece güçlü komutanlar, etkili bireyler vardı ancak toplumsal evrilmenin üç aşağı beş yukarı bugünkü gibi olacağında ısrar ediyor.

Sizce Diamond haklı mı? Yoksa Avrupalı ırklar zannettikleri gibi Tanrı’nın yeryüzündeki efendileri mi? İnkalar ve Mayalar Avrupa’da doğsaydı Amerika’yı onlar istila edebilirler miydi? Daha nice ezber bozan soru bu eserde sizleri bekliyor.

Eserin okunması daha nice bilgiye ulaşmanızı sağlayacak. Bu kısa not ile dikkatinizi çekebilmek benim için yeterli. İyi okumalar dilerim.

Kitap İncele

Exit mobile version