İhsan Oktay Anar – Tiamat

Yaşayan en önemli yazarlarımızdan biri olan İhsan Oktay Anar, 8 yıl aradan sonra yeni kitabı ile okuyucularıyla buluştu. Bilgi birikimi, titiz yazarlığı, araştırmacı yönü ve harika kurgularıyla okuyucularını mest eden Anar, eserleri üzerinde edebi çalışma yapılması gereken önemli bir isim.

Anar’ın yeni kitabı “Tiamat”, antik Babil inanışına göre daha genç tanrılar üretmek için tatlı su tanrısı Apsû ile çiftleşen tuz denizinin ilkel tanrıçasından ismini alıyor. Bu karakter, mitolojide, ilkel yaratılıştaki kaosunun sembolü olarak kabul ediliyor. “Tiamat” eseri isim olarak Anar’ın “Amat” eserini akla getiriyor. Her iki eserde de mekân olarak deniz yer alıyor ve denizcilik terimleri eserlerde bol miktarda kullanılıyor.

“Tiamat” eseri, roman olarak yayınlansa da öykü türüne daha yakın bir eser. Bu konuda eleştirmenlerin görüşlerinin ne olacağını merakla bekliyorum. “Tiamat”, 1915 yılında, Osmanlı’ya ait bir denizaltında yaşananları anlatıyor. Vurulmuş bir başka denizaltından alınan ganimetler arasında yer alan gizemli bir sandık yüzünden başlayan doğaüstü olaylar zinciri, eserin genel muhtevasını oluşturuyor. Eserin kapağında, bir deniz içerisinde yer alan, Osmanlı tuğrası şeklindeki bir denizaltı ve onun içinde yer alan mürettebat görülüyor.

Anar, önceki kitaplarında gerilimi yavaş yavaş arttırırken, “Tiamat” eserinde gerilim ilk sayfalardan başlıyor ve eserin sonuna kadar devam ediyor. Okuyucuyu sayfalara kilitleyen eser, sonraki sayfalarda ne olacağına dair merak ve tahminlerle çok hızlı bir şekilde ilerliyor. Eserin tamamının 7-8 saatlik bir zaman diliminde geçtiğini belirtmek, gerilimin ne kadar hızlı bir şekilde arttığını göstermek bakımından yeterli. Tüm bunlarla, olay kurgusunun tırmanması tekniği anlamında Anar’ın kendini bir miktar değiştirdiği söylenebilir.

Eserde yoğun bir şekilde denizcilik terimleri ve Osmanlıca kelimeler yer alıyor.  Dili biraz ağır gelebilir ancak biraz çaba ile okunması durumunda eser dimağlarda güzel bir edebi ve estetik tat bırakıyor. Anar bütün eserlerinde güçlü bir dil kullanan bir yazar. Onun eserlerini okurken kendinizi kelimeler cümbüşünde bulmanız sıradan bir durum.

Eserdeki bütün cümlelerin üzerinde özenle çalışıldığını söyleyebilirim. Anar muhtemelen her cümleyi defalarca yeniden yazmış, gözden geçirmiş ve titiz bir işçilik sonunda bu eseri ortaya çıkarmış. Çünkü bütün cümlelerde bir estetik ve edebi bir anlatı mevcut. Eser okuyucuyu bir bilgi birikimi bombardımanına tutuyor.

Sekiz senelik bir emek, yoğun bir çalışma, yüksek bir kurgu gücü, mükemmel bir dil ve şahane bir anlatım. “Tiamat” eserini daha hangi sözlerle övebilirim bilmiyorum. Ancak bu eseri, şu an yaptığınız tüm işleri bırakıp biran evvel okumanızı rica ediyorum. Sayın İhsan Oktay Anar’a, bizlere hediye ettiği bu güzel eser için çok çok teşekkür ediyorum.

Kitap İncele