Hatice Kübra Tongar – Bağırmayan Anneler

Bedeni ve mantık yaşı büyük olmayan ama bizlerle aynı ruhu taşıyan, daha temiz kalbe sahip olan kişi… Herkesin geçirdiği evrenin adıdır çocukluk. Şu hayatta bırakabildiğimiz yegâne mirasımızdır evlatlarımız. Bizler hanlar, hamamlar yapabilecek insanlığa üniversiteler, vakıflar bırakabilecek güçte değiliz. Lakin çok saygın, terbiyeli, vatanını, milletini seven evlatlar yetiştirip insanlık yararına fayda sağlayabiliriz. Birçok yerine not yazmakla birlikte altını çizerek epey yordum kitabı. Benim için ders niteliğinde her cümlesi düşünülüp yazılmıştı.

Kitapta çok güzel bir örnek var; Eve misafir gelecek, kadın telaşlı, işlerini güçlerini bitirmiş, mutfakta hazırlık yapıyor. Oturma odasına gittiğinde şok oluyor. Çocuğu, mutfakta bulduğu haşhaş kavanozunu yere koltuklara saçmış. Annesi sakinleşip, bağırmadan, “Neden böyle yaptın?” diyor. Cevap şu şekilde:” Hani sen pastanın üstüne süs döküyorsun ya, bende misafir için evimize süs döktüm anneciğim.”

Bu şekilde düşünülünce ortada bir suç durumu kalmıyor. Bizim yaramazlık diye adlandırdığımız şey, çocuğumuzun iç dünyasında oyun oynayıp evi dağıtmada, her ne kadar bilmese de anneye yardım etmek olabiliyor. Ama büyüğün gözünden bu gibi davranışlar sadece “Yaramazlık” olarak adlandırılıyor ve çocuğun yaptığı her harekete; dur, yapma, sus, otur gibi komutlar veriliyor. Bu kitapla çocuğun iç dünyasını, davranışlarını daha iyi anlayabiliyorsunuz. O zaman hep birlikte niyet ediyoruz; “bağırmayan ebeveynler olacağımıza” dair.

Kitap İncele