Site icon Kitapİncele.NET

İhsan Oktay Anar

İhsan Oktay Anar (21 Kasım 1960) Türk roman ve hikâye yazarıdır.

Lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde tamamladıktan sonra, aynı bölümden 2011 yılında öğretim üyesi olarak emekli oldu.

1995 yılında yayımladığı Puslu Kıtalar Atlası isimli ilk romanı, yirmiden fazla dile tercüme edildi ve hem içerik hem biçim olarak pek ilgi görüp beğenildi. Efrâsiyâb’ın Hikâyeleri adlı romanı da İngiltere’de tiyatro oyunu olarak uyarlandı ve sahnelendi.

Anar, 2009 yılında Erdal Öz Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü.

Hayatı

Ailesi Ve Çocukluğu

İhsan Oktay Anar, 1960 yılında İstanbullu bir ailenin en küçük çocuğu olarak Yozgat’ta dünyaya geldi. Babası Mehmet Sait Bey, TEKEL’de müskirat eksperi, annesi Bedia Hanım ise memurdur. Süheyla ve Füruzan adlarında iki ablası vardır. Anar’ın ataları, 1893’te Kazan’dan İstanbul’a gelmiştir. Büyükbabası Abdullah Almaçov, ilahiyat tahsili yapmak için Fatih Medresesi’ne gitmiş ve burada müderrislik yapmıştır. 3 Mart 1924’te, Tevhîd-i Tedrîsât Kanunu ile medreselerin kapatılması sonucu medreseden ayrılmıştır. İstanbul’a yerleşen Anar’ın büyükbabası, Soyadı Kanunu ile “Anar” soyadını almıştır. İhsan Oktay, bu olayı şöyle anlatır:

“Anar soyadını amcam bulmuş. Amcam bir Rum kadınına âşık olmuş, ama kadın ona karşılık vermemiş ve ‘Seni hiç unutmayacağım, daima anacağım.’ adında (anlamında) Anar soyadını seçmişler.”

Eğitimi Ve Çalışma Hayatı

Anar, babasının mesleği gereği ilk ve ortaokulu İstanbul’da okumuş; lise çağlarında İzmir’e taşınmıştır. Burada Karşıyaka Erkek Lisesi’ne başlamış ancak tamamlayamadan okuldan atılmıştır ve lise eğitimini Akşam Lisesi’nde tamamlamıştır. Akşam Lisesi’nde eğitim almaya başlayan Anar, gündüzleri tabela boyamaya başlamış; bu işi üniversiteye kadar devam ettirmiş ve üniversiteyi kazandıktan sonra da bırakmıştır.

“Okuldan kaçıp kütüphaneye gidiyordum. Milli kütüphaneye gidiyordum. Okuldan kaçıyor, orada okuyordum: Maupassant, Çehov, Gogol… Bir gün eve okuldan atıldığım haberi geldi, devam etmediğim için.”

Lise eğitiminden sonra Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü’ne devam eden Anar, askerlik görevini ertelemek için aynı üniversitede yüksek lisans eğitimine devam etmiştir. 1995 yılında askerliğini teğmen olarak yaptı ve Kuzey Irak Harekâtı’nda görev yaptı.

Yüksek lisans sonrası Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü’ne araştırma görevlisi olarak atandı ve 2011 yılında emekli oldu.

Evliliği

Anar, felsefe bölümü öğrencisi olan Özlem Hanım ile 1999’da evlendi.

Sanat hayatı

Okuldan çok kütüphaneye giden Anar, bu nedenle Karşıyaka Erkek Lisesi’nden atılmıştır. Çalışmalarını roman alanında yoğunlaştırmış ve 2018 itibarıyla toplam yedi romanı yayımlanmıştır. Anar’ın 1991’de yazdığı ve yayımlatmak için dört sene boyunca çeşitli yayınevleriyle görüştüğü Tamu adında yayımlanmamış bir romanı da mevcuttur. Anar, daha sonra bu eserini tekrar incelediğinde beğenmemiş ve yayımlatmaktan vazgeçmiştir.

Romancılığı

İhsan Oktay Anar’ın yazın biçimi, genellikle göndermeler içermektedir. Kabaca birkaç örnek vermek gerekirse; ”Amat” romanındaki İsrafil adlı çocuğun gemi borazancısı olup diriliş düdüğünü çalışı, kıyamet günü Sûr’a üfleyecek İsrâfil’i; alt ambar ise toprak altını ve kabiri sembolize etmektedir.

Hikâyeleri

Anar’ın ilk hikâyesi, Mor Köpük dergisinde yayımlanan “Kâfirler İçin Apologia”dır. Aynı dergide, 1985 yılında “Rabnûmâ” başlığıyla bir diğer hikâyesi daha neşredildi. “Yavuz Sultan Selim Han Efendimizin Çaldıran Meydan Muharebesi” başlıklı hikâyesi, Yapı Kredi Yayınları (YKY) tarafından çıkarılan Kitap-lık dergisinde yayımlandı. Yiğit Değer Bengi tarafından hazırlanan 1002. Gece Masalları adlı kitapta “İnşaat İşçisi Rıfkı’nın Dehşet Verici Akıbeti” isimli bir öyküsü yer aldı.

Eserleri

Puslu Kıtalar Atlası, 1995

Kitab-ül Hiyel, 1996

Efrâsiyâb’ın Hikâyeleri, 1997

Amat, 2005

Suskunlar, 2007

Yedinci Gün, 2012

Galîz Kahraman, 2014

Tiamat, 2022

Kişiliği

İhsan Oktay Anar, toplum içerisinde sadece edebiyatla ve yayımladığı kitaplarla tanınmak istediği için herhangi bir sosyal medya platformu kullanmamakta; ayrıca televizyon programlarına çıkıp sohbet ve röportaj vermemektedir. Bu nedenle onun kişisel hayatı ve ailesi hakkında bilgilere ulaşmak pek kolay değildir. Anar’ın bilinen nadir röportajlarından biri Şubat 2020’de bir rastlantı eseri katıldığı sokak röportajıdır.

2009 yılında Erdal Öz Edebiyat Ödülü’nü kazandığında bile çok kısa bir konuşma yapmış, ”Mutluyum, sevinçliyim!” ifadelerinde bulunmuştur.

Kitap İncele

Exit mobile version